25 Aralık 2014
12 Aralık 2014
Kırmızı Pancar
(TRABZON - Tuğba Yardımcı Mısır)
Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Kimya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Uslu, anavatanı Akdeniz olan kırmızı pancarın, içerdiği vitamin ve mineraller bakımından adeta enerji deposu olduğunu söyledi.
Uslu, kırmızı renkte olan tüm meyve ve sebzelerin antioksidan özelliği taşıdığını vurgulayarak, "Kırmızı pancar yüksek antioksidan etkisiyle başta kanser olmak üzere adeta bin bir derde şifadır. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki içerdiği bu vitamin ve mineraller sağlığın çok önemli koruyucularındandır. Örneğin saç dökülmesi, sedef, egzama, ürtiker, kurdeşen ve karaciğer hastalıkları ile vücutta kaşıntının önlenmesinde faydalıdır. Cildi güzelleştiren kırmızı pancar, kalp hastalıklarından da korur" diye konuştu.
Sindirim sistemi açısından çok önemli faydaları olan kırmızı pancarın, mide ve bağırsakları güçlendirici etkisi bulunduğunu anlatan Uslu, şöyle devam etti:
"Hazmı kolaylaştırır, kabızlığı yok eder, mide ağrısı ve ekşime sorunlarını anında giderir. Karaciğerin düzenli çalıştırması sebebiyle şeker hastalığını önler. Kansızlıkta ve demir eksikliğinde çok etkilidir. Kansızlık problemi olanların bol miktarda kapari kullanmaları ve mutlaka kırmızı pancar suyu tüketmeleri gerekir. Havuç suyu ile eşit oranda karıştırılarak içilen pancar suyu, kısa sürede kan yapımına destek verir, alyuvar düzeyini yükseltir. Ülkemizde pek çok insanın kansızlık sorunu olduğu dikkate alındığında, bu bilgi çok önem kazanmaktadır. Kansızlık özellikle kadınlarda daha yaygındır. Kansızlık problemini gidermesi sonucu, iştahı da açarak, vücuda dinçlik verir."
"Pancar suyu tansiyonu düzenler ve sinirleri yatıştırır"
Uslu, kırmızı pancarın kaynatılıp, suyunun içilmesi durumunda idrar söktürücü özeliği bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Böbrek kumu dökmekte faydalıdır. Ayrıca hipertansiyon hastaları günde bir bardak kırmızı pancar suyu içmelidir. Günlük içilen bir bardak pancar suyu, 24 saat boyunca tansiyonu düzenler ve sinirleri yatıştırır. Son derece yararlı olan kırmızı pancar suyunun, yüksek miktarda ve seyreltilmeden içilmesini önermiyoruz. Havuç, elma suyu veya başka meyve ya da sebze suları ile yarı yarıya seyreltilerek içildiği zaman son derece faydalıdır."
Kırmızı pancarın 15 dakikadan daha uzun süre pişirilmemesi gerektiğine işaret eden Uslu, "Kırmızı pancardaki çok önemli kanser önleyici antioksidanlar olan betanin ve vulgaxanthin uzun süre kaynatıldığı zaman büyük oranda azalmakta ve pancarın bu kanser önleyici antioksidan etkileri önemli miktarda yitirilmektedir. Tüm bu özellikleri dikkate alındığında, kırmızı pancar daha sık tüketilmesi gereken besinler arasında yer almalıdır" dedi.
Uslu, kırmızı pancarın suyu sıkılarak, çiğ veya rendelenmiş şekilde tüketilebileceğini belirterek, ayrıca turşusunun da yapılabildiğini kaydetti.
5 Aralık 2014
Rende patatesli köfte
Ayva tatlısı (esmer şekerle)
28 Kasım 2014
7 Kasım 2014
HİBÜSKÜS NAR ÇİÇEĞİ çayı
Hibiskusun Faydaları:
Ölü hücreleri yenileyicidir.
Kandaki şekeri düzenler.
Yüksek tansiyonu olanlara iyi gelmektedir.
Grip ve öksürükte nefes açıcı olarak kullanılmaktadır.
Böbrek iltihabına iyi gelmektedir.
Kireçlenmeyi önleyicidir.
Yüksek miktarda C vitamini içermektedir.
27 Eylül 2014
26 Eylül 2014
Nil'in Saçları: Karadutun Faydaları
21 Eylül 2014
Patlıcan kebab sebzeli
HAZIRLANIŞI: Kuzu etini kuşbaşı doğruyoruz. Tencereye sıvıyağ koyup kuzu etini soteliyoruz. Et suyunu bırakıp çekene kadar pişiriyoruz. Soğanı ve sarımsağı yemeklik doğrayıp ilave ediyoruz. Biraz sonra salça koyuyoruz ve kavuruyoruz. Sıcak suyunu ilave ediyoruz, kapağını kapatarak kısık ateşte pişiriyoruz. (İsterseniz düdüklüde de pişirebilirsiniz)
Domatesler küçük küçük doğranır sotelenen ete eklenir.tuz,karabiber ve biraz kimyon konur bir taşım daha kaynatılır.
Ayrı yerde patlıcan,taze fasulye,biber,patates küçük küçük doğranıp kızartılır.bezelye haşlanır.
Fırın kabında hepsi karıştırılır.
15 Eylül 2014
26 Ağustos 2014
Anıtkabir'deyiz...
22 Ağustos 2014
17 Ağustos 2014
Sevgide cömert ama sevdiklerimizi kırmada oldukça cimri olalım…
Mahkeme salonunda, seksen yaşlarındaki yaşlı çifrin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyce çukurlaşmış gözlerini ve bıkkın bakışlarını süzüyordu..
Hakim tok sesiyle, yaşlı kadına:”Anlat teyze, neden boşanmak istiyorsun?”
Yaşlı kadın,derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başaladı:
“Bu adam yetti gayri,50 yıldır bezdirdi hayattan…”
Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu, mahkeme salonunda…
Sessizlik, bu tür haberleri her gün menşet yapan gazatecilerden birinin flaşıyla bozuldu…Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından? Çok sayıda gazateci izliyordu davayı…Kadın neler diyecekti? Herhes, onu dinliyordu…Yaşlı kadının gözleri doldu ve devem etti:
“Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim…O bilmez…50 yıl önceydi…O çiçeği, bana verdiği çiçekler arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştı, öyle büyüttüm…yavrumuz olmadı, onu yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı.O zaman adak adadım. Her gece güneş doğmadan önce, bir tas suyla suluyacağım onu diye…İyi gelirmiş derlerdi…50 yıl oldu, bu adam bir gece kalkıp bir kerede bu çiçeği ben sulayayım demedi.
Taa ki geçen geceye kadar…O gece takatim kesilmiş uyuyakalmıştım…Ben, böyle bir adamla 50 yıl geçirdim..Hayatımı, umudumu, her şeyimi verdim.Onda hiçbir şey görmedim….Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim.’
Hakim yaşlı adama dönerek:”diyaceğin bir şey var mı, baba?” dedi.
Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye,o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyele, hakime yöneldi. Tane tane konuştu :
“Askerliği Reis-i cumhur köşkünde bahçivan olarak yaptım. O behçenin, görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim. Fadime’mi de..Sedefleri de…O na en güzel çiçeklerden buketler verdim..ilk evlendiğimiz günlerin birinde, boyun ağrısı nedeniyle, onu hekime götürdüm. Hekim çok uzun süre uyumadan yatarsa, boynundaki kireç sertlerşir, kötüleşir dedi. Her gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin dedi. Hekimi pek dinlemedi bizim hatun…Lafım geçmedi…O günler de bu çiçekte kurumaya yüz tuttu…
Ben ona: “Gece çiçek sularsan geçer”,dedim…Adak dilettim.. Her gece onu uyandırdım onu seyrettim. O sevdiğim kadını, yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim… Her gece, o çiçek ben oldum sanki…dedi adam…O yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle…
“Her gece, o yattıktan sonra uyandım. Saksıdaki suyu boşalttım. Sedef gece sulanmayı sevmez hakim bey…Geçen gece de…Yaşlılık…Ben de uyanamadım...Uyandıramadım…
Çiçek susuz kalırdı ama kadınımın boynu yine azabilrdi…Suçlandım…Sesimi çıkartmadım…
O anda gazateciler dahil, mahkeme salonunda ki herkes ağlıyordu…Sevgide cömert ama sevdiklerimizi kırmada oldukça cimri olalım…
16 Ağustos 2014
19 Haziran 2014
Makarna salatası
15 Haziran 2014
21 Mayıs 2014
ORİFLAME KAYIT OLMAK İSTEYENLER...kayıt Ücreti 30TLyerine sadece 1TL!
18 Mayıs 2014
15 Mayıs 2014
12 Mayıs 2014
11 Mayıs 2014
ANNEM
5 Mayıs 2014
30 Nisan 2014
KREM KARAMEL ( yalancı)
27 Nisan 2014
Öksürüğe karşı Vicks.
Bu nedenle eğer tabanınıza örneğin sarımsak sürerseniz yaklaşık 20
dakika sonra tadını ağzınızda alırsınız.
Bunu bulan bilim adamları nedenini bilmiyor henüz, ama bu etki bize bir
tedavi olarak geri dönüyor.Özellikle çocuklarda (ve tabi büyüklerde) gece uyutmayan şiddetli
öksürük durumunda; Ayak tabanınıza güzelce Vicks merhem sürün ve kalın bir çorap giyin.
Beş dakika içinde öksürüğün kendiliğinden geçtiğini göreceksiniz.
Her zaman %100 çalışır ve çocuklara ağır öksürük ilaçları vermekten
daha etkilidir."
Denemesi bedava..(alıntı)
Doğru söze ne denir
Kızıyorsun, değmez, diyorlar.
Boş veriyorsun; gamsız,...diyorlar.
Susuyorsun, iki çift laf et, diyorlar.
Konuşuyorsun, muhatap olma, diyorlar.
....Çekip gidiyorsun, mücadele et, diyorlar.
Alttan alıyorsun, tepene çıkardın, diyorlar.
Bağırıyorsun, sakin ol, diyorlar.
Aklı başında davranıyorsun, bu kadar uslu olunmaz, diyorlar.
Dikine gidiyorsun, yaşına başına yakışmaz, diyorlar.
Ölünce ne diyecekler?
Muhtemelen; Ölüm sana yakışmadı.
Ee normal tabii, dirimizi beğenmediler ki, ölümüzü beğensinler (alıntı)