David Servan-Schreiber,
beyin kanseri ile 19 yillik bir maceradan sonra gecen sene aramızdan ayrildi. Bu süreçte, teshisten, tedavisine nasil yasam kalitesini yukselttigini 'Anti-Kanser Yeni bir Yaşam Biçimi' kitabında paylaştı:
“31 yasinda hayatim aniden degisti. Iddali bir fizisyen, psikiyatr ve sinir bilimleri arastirmacisiyken, beyin tumorumun tesadufi teshisiyle onlugumu cikarip hasta koltuguna oturdum.
Doktor ve bilim adami olmak sizi kanserden korumuyor ama literature ve arastirmalara derinlemesine dalip bu hastalikla en etkili nasil basa cikilir ve yasam suresi uzatilir bunlari kesfetmenize imkan veriyor.
Ilk ogrendigim sey, hepimizin vucudunda kanser hucresi tasidigimizdi. Ikincisi ise, bir cogumuz icin savunma mekanizmalarinin bu kanser hucrelerini agresif hastalik asamasina gelmeden durdurduguydu. Bu savunma mekanizmalari, bagisiklik sistemimiz, biyolojimizin enfeksiyon miktarini azaltan sistemi, ve yediklerimiz, ictiklerimiz…”
Kanser Salgını...
Benim hastaligim bati dunyasini saran kanser salginin sadece bir ornegi. Kanser oranlari 1940’dan beri duzenli yukseliste. Bunun tek nedeni yasli nufusunun artmasi degil elbet, cocuklarda ve yetiskinlerde kanser oranlari her yil yuzde 1 ila 1.5 oraninda artmis son 25 yilda.
Asya ulkelerinde yakin zamana kadar bu artis gozlemlenmemis. [3] Ancak, ornegin Amerikaya goc eden Asya kokenli nufus bir ya da iki jeneresyon sonrasi yerli halk ile ayni hiz ve oranlarda kanser artisini yakalamis. [5]
Kanser Kalıtsal piyango mu?
Son 10 yilda yeni bir model kanserin genetikten cok yasam sekilleri ile ilgili bir hastalik oldugunu soyluyor bize. Kopenhag Universitesi tarafindan gerceklestirilen ve New England Journal of Medicine de yayinlanan bir arastirma sunu gosteriyor. Dogumda evlat edinilen cocuklar biyolojik ebeveynlerinin degil evlat edinen ebeveynin kanser risk oranlarina sahip. [6] Genetik faktorlerin orani en fazla %15 kanser riskimizi arttiriyor. Geri kalan %85 icin en onemli etken hayatimizla ilgili yaptigimiz ya da yapmadigimiz seyler.
Hayat tarzi secimleri...
Ayni arastirma sunu da gosteriyor ki eger bazi basit saglikli yasam degisiklikleri yaparsak kanser ve kalp hastaliklarindan olum riskimizi yaklasik 4 kat oraninda azaltabiliriz. [7]
Ohio Universitesinde, bir diger ekip, meme kanseri II. Evre, ameliyat gecirmis ve terapi goren kadinlari izlemeye aliyor. Bu grubun bir kismi saglikli beslenme egitimine katiliyor, egzersiz yapmaya ve yogaya benzer basit rahatlama teknikleri uygulamaya basliyor. Bu sekilde, yasam tarzini degistirmeyi ogrenen grup, takip eden 11 sene icerisinde kanserden olme ihtimalini %68 azaltmis.[8]
Yine yakin zamanda San Fransisko Universitesinden bir arastirma, prostat kanseri hastalarinda basit yasam degisiklikleri yapanlarin, genlerinde davranis bicimini degistirebilecegini gostermis. Bu arastirma bize sunu ogretiyor. Yasam secimlerimiz genlerimiz uzerinde bir piyanistin piyano uzerindeki parmaklari gibi etki yapiyor. …. Ve vucudumuzun kansere direnc etkisini arttirmamiza imkan veriyor. [9-11]
2009’da baska bir arasirtirma, bu kez Kanada Montreal Universitesinden, meme kanserine yol acan BRCA 1 ve 2 genlerinin -ki bu genler %80 kanser olusumuna neden oluyor- risk oraninin meyve ve sebze agirlikli bir beslenme ile 73% oraninda azaldigini gosteriyor.[12]
Yaşam Alanı degiştirmek...
Kanser tedavisi soz konusu oldugunda, klasik tedavi sekillerinin, ameliyat, kemoterapi, radyoterapi, immuno terapi ve molekuler genetigin alternatifi yok. Ama tum bu tedaviler tumoru yok etmeye yonelik.
Kanserden korunma icin en onemli etken yasama alanimizi degistirmemiz, kanser hucrelerinin olusumuna destek veren ortamlardan kacinmamiz.
Modern tip bize kanser hucrelerinin 3 kosulda daha hizli buyudugunu soyluyor:
1. Bagisiklik sistemimiz zayifladiginda ve kanserli hucreleri yok etme kapasitesi azaldiginda.
2. Vucudumuzda kronik enflamasyon arttiginda
3. Tümorler yeni kan damarlari olusturdugunda
Eger bagisiklik sistemimizi guclendirip, vucudumuzdaki enflamasyonu azaltabilirsek kanser engelleyici bir ortam olusturabiliriz.
Anti-kanser Secimleri
En iyi tedavi ve teshis olanaklari erken taramalar, ameliyat, terapi ve benzeridir. Bunun haricinde korunma amacli yapabilecekleriniz:
1. Beslenmemizi düzeltmek: kesinlikle sekeri azaltmak – seker kanser hucrelerinin gelisimini besler ve enflamasyonu arttirir. Ozellikle rafine seker, bir Kola’da 12 küp es degeri seker var, beyaz un glisemik endeksi ve insulin salgisinı arttirarak vucudumuza sekere es deger zarar veriyor. Bir diger dikkat edilecek nokta, vucutta enflamasyona destek veren omega 6 yaglari tuketimini azaltmak, kirmizi et ve süt gibi.
2. Anti-kanser besin tuketimi: Yesil cay, zencefil, nane, feslegen, omega 3 iceren gidalar (sardinya, ceviz, yesil sebze), sarimsak, sogan vs…
3. Fiziksel aktivite: Haftada 6 kere 30’ar dakikalik yuruyus meme kanserine yakalanma riskinizi yuksek oranda azaltiyor. [13]
4. Stresle basa cikma. Stresi tamamen kaldirmak mumkun degil. Ancak nasil basa cikilabilir ogrenebiliriz. Nefes alma teknikleri, yoga, meditasyon, egzesiz ve aile/arkadas destegi, moral cok onemli.
5. Kimyasallardan kacınmak: Kullandigimiz kozmetik urunlerinde paraben ve phthalates icrerenlerden kacinmak, plastik kullanimi, vs…
Sonuç...
Kanserli bir doktor olarak vardigim sonuc, hepimizin dogru secimler yaparsak vucudumuzda potansiyel anti-kanser ortami yaratabilecegimiz. Bu secimler tedavi yontemlerinin yerine gecmiyor tabi ki. Ancak, sagligimizi destekliyor ve kanser olusumunu yavaslatabilecek etkiye sahip.
Kanserle maceramdan ogrendigim, kendinizi her anlamda doyurun, duzenli ogunlerle, dogada yuruyusle, yaptiginiz isle, iliskilerinizle. Bilim bana tum bunlarin kanseri yavaslatacagini soyluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazarmısınız...tşk