güzel yazılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
güzel yazılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Nisan 2014

ben seninle...

Fotoğraf: Ben seninle çay içmek istiyorum.
 Seni duymak,
 seni görmek,
 seni bilmek,
 seni yanımda hissetmek istiyorum.
 Sana şiir okumak istiyorum,…yazmaktan bıktım, usandım.
 Ben artık yazıları sana söylemek istiyorum.
 Küçük bir evde, büyük hayaller kurmak istiyorum.
 Sobanın yanında, seninle birlikte, üşüyen ellerimi çayın sıcaklığına
 bırakmak istiyorum.
 Ben aslında sevmek değil, seninle yaşlanmak istiyorum.

 Özdemir Asaf
Ben seninle çay içmek istiyorum.
Seni duymak,
seni görmek,
seni bilmek,
seni yanımda hissetmek istiyorum.
Sana şiir okumak istiyorum,…yazmaktan bıktım, usandım.
Ben artık yazıları sana söylemek istiyorum.
Küçük bir evde, büyük hayaller kurmak istiyorum.
Sobanın yanında, seninle birlikte, üşüyen ellerimi çayın sıcaklığına
bırakmak istiyorum.
Ben aslında sevmek değil, seninle yaşlanmak istiyorum.

Özdemir Asaf

3 Nisan 2014

...

Gönül Yorgunuyum Ben... 
Ne Kendimi Anlatabilecek
Kelimelerim Var Gönül Heybemde, 
Nede Nefes Alabilecek Bir
Yüreğim .....
Yüzüm Gülüyo Her Daim...
Caresizliğimden ...
Biliyorum ki Acıya En Çok
Tebessüm Yakışır ...




18 Mart 2014

ÖĞRENECEKSİN...

EZİLDİKCE YÜREĞİNDE ARZULAR
 AĞLARKEN GÜLMEYİ ÖĞRENECEKSİN
ELİN ERMEDİKCE UZAKLARA
GİTMEDEN GELMEYİ ÖĞRENECEKSİN
ÜMİTLERİN BİRERBİRER SOLACAK
BAĞRIN YANIP GÖZLERİN YAŞ DOLACAK
GİZLİ SEVDAN SANA MEZAR OLACAK
YAŞARKEN ÖLMEYİ ÖĞRENECEKSİN
HERGÜN YAPIP YAPIP BOZDUKLARINI
AŞKINI MERMERE KAZDIKLARINI
KENDİ ELLERİNLE YAZDIKLARIN
ELLERİNLE SİLMEYİ ÖĞRENECEKSİN
(alıntıdır)

10 Mart 2014

Bahar temizliği

Fotoğraf: Yazmayan kalemleri.
Sayfası bitmiş defterleri.
Kulpu kırık fincanları.
‘Zayıflayınca giyerim’ kotunu.
Son 5 aydır giymediğiniz kıyafetleri.
Arka balkona tıkıştırdığınız, bir gün yüzünü yenilerim pırıl pırıl olur dediğiniz o sandalyeyi.
Dibi kararmış tencereyi.
Taşındığınız hangi evden kaldığı, hangi kapıyı açtığı artık meçhul olan o anahtarları.
Sırf genç ve güzel çıkmışsınız diye yanınızda o hiç sevmediğiniz tiple poz verdiğiniz fotoğrafı.
Çekmecenin dibindeki müzik kasetlerini (kaset mi kaldı allah aşkına)
Atın.
Ohh bir ferahlayın bakalım. Tamam mı?
Şimdi ihtimalleri atın.
‘Olacaktı, son anda olmadı’ları atın, olmamış işte.
Takılıp kaldığınız o günü.
Düşünüp durduğunuz o lafı.
Atın.
Küstüğünüz için uzun zamandır görmediklerinizin aklınızda kalan son görüntüsünü.
Alındıklarınızın, gücendiklerinizin hiç umurunda olmayan o ‘olayı’
Atın.
O hiç beceremediğiniz yemeğin tarifini
Kestiğiniz eski gazete küpürünü
İçinizi kemiren o ukteyi
Atın.
Zamanı gelince yiyeceğiniz soğuk intikam yemeğini de dökün.
Soğuk yemeğin hiç tadı olmaz, dışarıdan bir döner söyleyin daha iyi.
Buzdolabının üzerindeki diyet listesini (faturaların altında duruyor)
Depodaki koşu bandını.
Atın.
Cevabı olmayan soruları
Kaçırdığınız fırsatları
Atıldığınız işleri
Beceremediğiniz ilişkileri
Atın.
Arkanızdan konuşanları.
Önünüzü kapayanları.
Alamadığınız terfiyi
Oturamadığınız evi
‘Şimdiki aklım olsa’ları
Aldığınız en kötü karneyi.
Hatta en iyi karneyi.
Çalışmayan saatleri.
İşe yaramayan fikirleri.
Kaçan trenleri.
Zamansız yaşlandıran dertleri.
‘O gün’ olanları.
Halının altına süpürdüklerinizi.
Dolabın dibine iteklediklerinizi.
Atın.
Bakın, ne güzel güneş çıktı.
Yazmayan kalemleri.
Sayfası bitmiş defterleri.
Kulpu kırık fincanları.
‘Zayıflayınca giyerim’ kotunu.
Son 5 aydır giymediğiniz kıyafetleri.
Arka balkona tıkıştırdığınız, bir gün yüzünü yenilerim pırıl pırıl olur dediğiniz o sandalyeyi.
Dibi kararmış tencereyi.
Taşındığınız hangi evden kaldığı, hangi kapıyı açtığı artık meçhul olan o anahtarları.
Sırf genç ve güzel çıkmışsınız diye yanınızda o hiç sevmediğiniz tiple poz verdiğiniz fotoğrafı.
Çekmecenin dibindeki müzik kasetlerini (kaset mi kaldı allah aşkına)
Atın.
Ohh bir ferahlayın bakalım. Tamam mı?
Şimdi ihtimalleri atın.
‘Olacaktı, son anda olmadı’ları atın, olmamış işte.
Takılıp kaldığınız o günü.
Düşünüp durduğunuz o lafı.
Atın.
Küstüğünüz için uzun zamandır görmediklerinizin aklınızda kalan son görüntüsünü.
Alındıklarınızın, gücendiklerinizin hiç umurunda olmayan o ‘olayı’
Atın.
O hiç beceremediğiniz yemeğin tarifini
Kestiğiniz eski gazete küpürünü
İçinizi kemiren o ukteyi
Atın.
Zamanı gelince yiyeceğiniz soğuk intikam yemeğini de dökün.
Soğuk yemeğin hiç tadı olmaz, dışarıdan bir döner söyleyin daha iyi.
Buzdolabının üzerindeki diyet listesini (faturaların altında duruyor)
Depodaki koşu bandını.
Atın.
Cevabı olmayan soruları
Kaçırdığınız fırsatları
Atıldığınız işleri
Beceremediğiniz ilişkileri
Atın.
Arkanızdan konuşanları.
Önünüzü kapayanları.
Alamadığınız terfiyi
Oturamadığınız evi
‘Şimdiki aklım olsa’ları
Aldığınız en kötü karneyi.
Hatta en iyi karneyi.
Çalışmayan saatleri.
İşe yaramayan fikirleri.
Kaçan trenleri.
Zamansız yaşlandıran dertleri.
‘O gün’ olanları.
Halının altına süpürdüklerinizi.
Dolabın dibine iteklediklerinizi.
Atın.
Bakın, ne güzel güneş çıktı.

NE GÜZEL ŞEYDİR...

Fotoğraf: Ne güzel birşeydir evdeki HUZUR..
Sıcacık, SENDEN olan; SENİN olan evin..
Ocakta yeni DEMLENMİŞ çay,
Fırında, mis gibi bir KEK kokusu..!

Hele bir de dışarıda YAĞMUR yağıyorsa,
Battaniyenizi,
Bir KANEPE' nin üzerinde çekmişseniz DİZLERİNİZE..

Başka şeye GEREK YOK..
KRAL' da sizsiniz, KRALİÇE' de..!

Ne güzel birşeydir evdeki HUZUR..
Sıcacık, SENDEN olan; SENİN olan evin..
Ocakta yeni DEMLENMİŞ çay,
Fırında, mis gibi bir KEK kokusu..!

Hele bir de dışarıda YAĞMUR yağıyorsa,
Battaniyenizi,
Bir KANEPE' nin üzerinde çekmişseniz DİZLERİNİZE..

Başka şeye GEREK YOK..
KRAL' da sizsiniz, KRALİÇE' de..!
 


asla vazgeçme...

Fotoğraf: Sevmekten
Gülmekten
Dua etmekten asla vazgeçmeyin <3

Sevmekten
Gülmekten
Dua etmekten asla vazgeçmeyin

dost

7 Mart 2014

hayatınızı sevin...

Kendimi her zaman mutlu hissederim. Neden biliyor
musunuz?
Çünkü kimseden bir şey ummam. Beklentiler daima
yaralar.
Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve
gülümsemeye devam edin.
Sadece kendiniz için yaşayın ve; — Konuşmadan önce
dinleyin, — Yazmadan önce düşünün, -Harcamadan önce
kazanın, Dua etmeden önce bağışlayın, — İncitmeden
önce hissedin, — Nefret etmeden önce sevin, —
Vazgeçmeden önce çabalayın, — Ölmeden önce yaşayın.
Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut
olun.
özdemir asaf

ÜÇ ŞEY...



ÜÇ ŞEY; 

Köy sakinleri yağmur duasına çıkmışlardı. Bütün köy ahalisi toplandı. 
İçlerinden sadece birinde şemsiye vardı. 

Bu İNANÇtır.....
 
Babalar bebeklerini havaya hoplatır, çocuklar gülmekten bayılır. Yere düşeceklerini akıllarına bile getirmezler. 
Çünkü babaları onu tutacaktır.
 
Bu GÜVENdir....
Yatağımıza girerken yarın uyanıp yaşamaya devam edeceğimize dair teminatımız yoktur.
Ama yine de ertesi güne dair planlar yaparız. 

Bu ÜMİTtir..... 

Ve bu üçü varsa hayatınız güzeldir ..... 

23 Şubat 2014

bir yaşı geçti mi insan....



"Can çıkar, huy çıkmaz,
Bir yaşı geçti mi insan
Kolay kolay değişmez.
Testi içeceğini içmiş artık,
Kumaş gireceği biçime girmiş,
Ağzınla kuş tutsan,
Gitmez yerleşen alışkanlık,
Kamçı kırbaç kar etmez
Tabiat Nuh der. peygamber demez.
Demir sopayla döv,
Sopan eğrilir;
Kapıdan kov,
Pencereden gelir."

Jean de la Fontaine/Masallar

14 Şubat 2014

MUTLULUK...



Okulu bitirene kadar,
Çok para kazanana kadar,
Çocuklarınız olana kadar,
Çocuklarınız evden ayrılana kadar,
İşe başlayana kadar,
Evlenene kadar,
Cuma gecesine kadar,
Pazar sabahına kadar,
Yeni bir araba ya da ev alana kadar,
Borçları ödeyene kadar,
İlkbahara kadar,
Sonbahara kadar,
Kışa kadar,
Maaş gününe kadar,
Şarkınız söylenene kadar,
Emekli olana kadar,
Ölene kadar.....

''Mutlu olmak adına, içinde bulunduğunuz andan daha iyi bir zaman olduğuna karar vermek için beklemekten vazgeçin. Mutluluk bir varış değil, bir yolculuktur.”

EVLİLİK

kırmızı gülüm eşimden geldi...seni çok seviyorum canım...

ALLAHIM KİMSENİN HUZURUNU B0ZMASIN...

Sevginiz hiç bitmesin

12 Şubat 2014

MEVLANA'dan...

güzel bir hikaye..MEVLANA'DAN

 Bir güzel hikaye
Adamın biri artık karısının eskisi kadar iyi
duymadığından korkuyormuş ve  
karısının işitme cihazına ihtiyaç duyduğunu düşünüyormuş. > 
Ona nasıl yaklaşması gerektiğinden emin değilmiş. 
Bu durumu konuşmak için aile doktorunu aramış; doktor adamın > 
karısının ne  kadar
duyduğunu anlayabilmesi için basit bir yöntem önermiş.  
"Yapacağın şey şu, karından 40 adım ileride dur, normal bir > 
konuşma  tonuyla bir
şeyler söyle; eğer duymazsa 30 adım ilerisinde aynı şeyi 
tekrarla,
sonra  20 adım; 
cevap alana kadar aynı şeyi tekrarla"  
O akşam karısı mutfakta akşam yemeğini hazırlarken adam işlemi  
uygulamaya  koymuş.
40 adım uzaklıktan karısına normal bir konuşma tonuyla seslenmiş 
"Hayatım bu akşam yemekte ne var?"
Cevap yok 
Mutfağa biraz yaklaşmış. Mesafeyi 30 adıma indirmiş ve soruyu 
tekrarlamış "Hayatım bu akşam yemekte ne var?" 
Gene cevap yok 
Mutfağa biraz daha yaklaşmış, mesafe 20 adım ve tekrar sormuş
"Hayatım bu akşam yemekte ne var?"  
Hala cevap yok 
Adam mutfağın kapısına gelmiş artık mesafe iyice azalmış ve > 
soruyu
 tekrarlamış
"Hayatım bu akşam yemekte ne var?" 
Gene cevap alamamış  
Bu sefer karısına iyice yaklaşmış ve aynı soruyu tekrar sormuş 
"Hayatım bu akşam yemekte ne var?"  
"Hayatım beşinci kez söylüyorum, Tavuk" 

Hikayenin ana fikri:  
Belki de genelde düşündüğümüz gibi problem daima karşımızdaki  
kişilerde  olmayabilir. 
Problemlerin sebebini birazda kendimizde aramalıyız
Aynı dili konuşanlar değil,
Aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.
Mevlana

9 Şubat 2014

güzellll.....

       
Yağmur darılmaz mesela; ne üstüne basana ne şemsiye açana♥

TÜRK KAHVESİ

Ehl-i keyfin keyfini taze çekilmiş , taze elden pişmiş , taze kahve tazeler
...:cyclops:
Her kahve aynı tadı taşımaz... Nerede içiyorsan, kiminle içiyorsan ona göre
değişir...  Sahilde oturduğun rüzgarlı bir sonbahar günü, en sevdiğin
dostun ağlarken içtigin kahvenin tadı kederlidir... Kahve telvesine
yüreginin acısı karışır. 
Bir pazar öğle sonrası annenin ;
"hadi bir kahve yap da içelim" dediği kahve
huzurludur...:cyclops:
Köpükler annenin göz bebeklerine yansır... Dudağının kıyısında kalan küçük
bir gülümsemedir...  Bir gece vakti zil zurna sarhoş birinin içtiği kahve
düşülen kuyudan çıkma çabasıdır... Koyu kıvamlı  kahverengi bir ipe tutunur
çıkarsın ...
çıktığın an uyuyakalırsın...
  ferahlıktır!!! 
 Dostlarla içilen kahve neşedir... Kahkahalar köpüklerin
üzerinde yüzer...  Tek başına gece vakti balkonda içtiğin kahve
yalnızlıktır...Acıdır tadı... Ama garip de bir keyfi, lezzeti vardır...
Baban için yaptığın kahve sevgi doludur... çay bardağında, az
şekerli...Kahve gibi görünmez sana... Ama sıcaktır  dumanı tüter ve kokusu
büyülüdür... :cyclops:
 Beklemediğin bir anda sana uzatılan kahve başkadır... Isıtır
insanın içini...  Yorgun olduğunda içtiğin kahve hafifletir seni... Kendine
getirir, unutturur günün ağırlığını...  Kahve aynı kahvedir belki...
köpüğüyle, rengiyle, dumanıyla aynı kahvedir ama içilen kahveler ruhunun
süzgecinden geçer ve tadlari degişir... Her kahve aynı değildir bu
yüzden...Ferah kahvelerin olsun ...:cyclops:
İyi haftalar ve bu hafta içtiğin kahveler benden  Afiyet olsun !