sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mart 2015

EL yıkamanın hayati önemi



Her türlü mikrobun bulaşmasında araç, yeteri kadar yıkanmayan ellerdir diyen Prof. Dr. Bülent Baysal, bir günde en az 8 kez el yıkanmalıdır. Hastane personelinin ise günde 15-20 defa el yıkaması lazım uyarısında bulundu.

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Baysal, yeteri kadar yıkanmayan ellerin, her türlü mikrobun bulaşmasında araç olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Baysal, Meram Tıp Fakültesi Hastanesinde görevli hemşirelerin, vatandaşları el yıkama konusunda bilinçlendirmek için, üzerinde ??El Yıkamak Hayat Kurtarır yazılı, yakalara iğnelenebilen küçük kağıtlar bastırıp dağıttıklarını söyledi.

El yıkamak hayat kurtarır sloganının herkes için önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Baysal, ellerin yıkanmasına gerekli önemin verilmemesinin, ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulundu.

Türk adetlerinde yemekten önce ve sonra el yıkandığını, ayrıca tuvaletten sonra da ellerin mutlaka yıkanması gerektiğini belirten Prof. Dr. Baysal, Günde ortalama 8 defa ellerin yıkanması lazım, ancak yıkıyor muyuz? Hayır pek çoğumuz yıkamıyoruz. Oysa tüberkülozdan sarılığa kadar, el üzerindeki mikroplardan bulaşan pek çok hastalık var dedi.

HASTANE ENFEKSİYONLARINA KARŞI EL YIKAMA

Tıbbi personelin her girişimden önce ve sonra ellerini yıkaması gerektiğini bildiren Prof. Dr. Bülent Baysal, şunları kaydetti:
Tıbbi personel normal vatandaştan daha sıklıkla el yıkamalıdır. Hastane personelinin günde 15-20 defa el yıkanması lazım. Ancak bu öylesine el yıkama şeklinde değil, sabunla, bazı zamanlarda da antiseptikli malzemelerle ellerin yıkanması lazım. Bu alışkanlık, hastane enfeksiyonlarının önlenmesine ciddi katkı sağlayacaktır. El yıkandığı takdirde hiçbir hastalık olmayacaktır. Yoksa sağlık personeli birbirine bu mikropları bulaştırır.

Yıkanmayan ellerin, her türlü mikrobun bulaşmasında araç olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Baysal, merdiven korkulukları, telefon ankesörleri gibi ortak kullanılan yerleri ve bilgisayar klavyeleri ve mouselarda çok miktarda mikroorganizma olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Baysal, kısa süre önce Mikrobiyoloji Bölümü olarak bu konuya ilişkin bir araştırmada yaptıkları belirterek, şöyle devam etti:
Üzerinde ne kadar mikroorganizma bulunduğunu tespit etmek için üniversitemiz yerleşkesinde ve hastanemizdeki bilgisayar klavyeleri ve mouselar üzerinde çalıştık. Çalışmamızda bu nesneler üzerinde, çok miktarda patojen, yani insan vücudunda etkili olan mikroorganizmalar, yani mikroplar bulduk. Daha önce de yine, Merkez Bankasından, tuvaletlerden, pazarlardan ve dilencilerden topladığımız paralar üzerinde bir araştırma yapmıştık. Bu çalışmada da özellikle kağıt paralar üzerinde birçok mikroorganizma tespit ettik. Bunların, ellerimizi yeteri kadar yıkamadığımızı gösterdiği çok açık.

12 Aralık 2014

Kırmızı Pancar




Kırmızı pancarın saç dökülmesi, sedef, egzama, ürtiker, kurdeşen ve karaciğer hastalıkları ile vücutta kaşıntının önlenmesinde faydalı olduğu bildirildi.
 

(TRABZON - Tuğba Yardımcı Mısır)

Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Kimya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Uslu,  anavatanı Akdeniz olan kırmızı pancarın, içerdiği vitamin ve mineraller bakımından adeta enerji deposu olduğunu söyledi.

Uslu, kırmızı renkte olan tüm meyve ve sebzelerin antioksidan özelliği taşıdığını vurgulayarak, "Kırmızı pancar yüksek antioksidan etkisiyle başta kanser olmak üzere adeta bin bir derde şifadır. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki içerdiği bu vitamin ve mineraller sağlığın çok önemli koruyucularındandır. Örneğin saç dökülmesi, sedef, egzama, ürtiker, kurdeşen ve karaciğer hastalıkları ile vücutta kaşıntının önlenmesinde faydalıdır. Cildi güzelleştiren kırmızı pancar, kalp hastalıklarından da korur" diye konuştu.

Sindirim sistemi açısından çok önemli faydaları olan kırmızı pancarın, mide ve bağırsakları güçlendirici etkisi bulunduğunu anlatan Uslu, şöyle devam etti:

"Hazmı kolaylaştırır, kabızlığı yok eder, mide ağrısı ve ekşime sorunlarını anında giderir. Karaciğerin düzenli çalıştırması sebebiyle şeker hastalığını önler. Kansızlıkta ve demir eksikliğinde çok etkilidir. Kansızlık problemi olanların bol miktarda kapari kullanmaları ve mutlaka kırmızı pancar suyu tüketmeleri gerekir. Havuç suyu ile eşit oranda karıştırılarak içilen pancar suyu, kısa sürede kan yapımına destek verir, alyuvar düzeyini yükseltir. Ülkemizde pek çok insanın kansızlık sorunu olduğu dikkate alındığında, bu bilgi çok önem kazanmaktadır. Kansızlık özellikle kadınlarda daha yaygındır. Kansızlık problemini gidermesi sonucu, iştahı da açarak, vücuda dinçlik verir."

"Pancar suyu tansiyonu düzenler ve sinirleri yatıştırır" 

Uslu, kırmızı pancarın kaynatılıp, suyunun içilmesi durumunda idrar söktürücü özeliği bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Böbrek kumu dökmekte faydalıdır. Ayrıca hipertansiyon hastaları günde bir bardak kırmızı pancar suyu içmelidir. Günlük içilen bir bardak pancar suyu, 24 saat boyunca tansiyonu düzenler ve sinirleri yatıştırır. Son derece yararlı olan kırmızı pancar suyunun, yüksek miktarda ve seyreltilmeden içilmesini önermiyoruz. Havuç, elma suyu veya başka meyve ya da sebze suları ile yarı yarıya seyreltilerek içildiği zaman son derece faydalıdır."

Kırmızı pancarın 15 dakikadan daha uzun süre pişirilmemesi gerektiğine işaret eden Uslu, "Kırmızı pancardaki çok önemli kanser önleyici antioksidanlar olan betanin ve vulgaxanthin uzun süre kaynatıldığı zaman büyük oranda azalmakta ve pancarın bu kanser önleyici antioksidan etkileri önemli miktarda yitirilmektedir. Tüm bu özellikleri dikkate alındığında, kırmızı pancar daha sık tüketilmesi gereken besinler arasında yer almalıdır" dedi.

Uslu, kırmızı pancarın suyu sıkılarak, çiğ veya rendelenmiş şekilde tüketilebileceğini belirterek, ayrıca turşusunun da yapılabildiğini kaydetti.

27 Nisan 2014

Öksürüğe karşı Vicks.


"Ayak tabanlarımızın yağı emen özel bir yapısı vardır.

Bu nedenle eğer tabanınıza örneğin sarımsak sürerseniz yaklaşık 20
dakika sonra tadını ağzınızda alırsınız.

Bunu bulan bilim adamları nedenini bilmiyor henüz
, ama bu etki bize bir
tedavi olarak geri dönüyor.
Özellikle çocuklarda (ve tabi büyüklerde) gece uyutmayan şiddetli
öksürük durumunda
Ayak tabanınıza güzelce Vicks merhem sürün ve kalın bir çorap giyin.

Beş dakika içinde öksürüğün kendiliğinden geçtiğini göreceksiniz.

Her zaman %100 çalışır ve çocuklara ağır öksürük ilaçları vermekten
daha etkilidir."

Denemesi bedava..(alıntı)

13 Nisan 2014

Asitliyse uzak dur! Diyet ve asitliyse durma KAÇ!



Asitliyse uzak dur! Diyet ve asitliyse durma KAÇ!

Yaz geliyor! hem havalar ısınmaya başladı hem de formumuzu korumak için dikkat etmeye başladık. Bu haber hepimizi yakından ilgilendiriyor, dikkatle okuyalım.

Amerikan Kardiyoloji Derneği’nin 63. Yıllık Bilimsel Kongresi’nde bu hafta sunulan rapora göre, asitli diyet içecekler, özellikle menopoz sonrası kadınlarda kalp krizi, felç, kalp ve damar hastalıkları riskini artırıyor.

Araştırmaya göre asitli diyet içeceklerini tüketen ileri yaştaki kadınların kalp hastalıklarına yakalanma riski yüzde 30, bunlara bağlı ölüm riski ise yüzde 50 daha fazla.

Yürümeye var mısın?LÖSEV

11 Nisan 2014

ağaçlar



Ağacın toprağı tutması,
 köklerin yağmur suyunu temizlemesi gibi doğa harikalarına basit ama müthiş bir örnek bu fotoğrafta görünüyor;
- Birinci bidonda çim ekili,
- İkincisinde sadece kurumuş yapraklar ve bazı kökler var.
- Üçüncüsü kuru toprak,
Eğer temiz su içmek istiyorsak, temiz hava solumak istiyorsak ağaçlara muhtacız.
Eğer ağaçlar ölürse bizde ölürüz unutmayın!

18 Mart 2014

DİKKAT ÇEKME HASTALIĞI EN ÇOK KADINLARDA GÖRÜLÜYOR

Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ)
 Araştırma ve Uygulama Hastanesi Psikiyatri
Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Asena Akdemir,
 “dikkat çekme hastalığı”nın
ilgi bekleyen ve fark edilmek istenen kadınlarda
 daha fazla görüldüğünü söyledi.


Prof. Dr. Akdemir, İl Sağlık Müdürlüğünce
düzenlenen
“Psikiyatrik Aciller” konferansında,
 konversiyon bozukluklarının organik
neden bulunmaksızın ortaya çıkan bayılma,
felç olma ve
 duyu kaybı
gibi nörolojik bir durum olduğunu belirtti.

“Dikkat çekme hastalığı” olarak da bilinen
 konversiyon rahatsızlıklarının
gelişmiş ülkelerde ve
eğitim düzeyi yüksek kişilerde
daha az görüldüğünü ifade eden
Prof. Dr. Akdemir, bu hastalara kesinlikle
“Senin bir şeyin yok” ,
,denilmemesi gerektiğini kaydetti.

Konversiyon bozukluğu olan
kişilerin genellikle
 kalabalık yerlerde ve
kendisine ilgi gösterilmediği
durumlarda fenalaştığını belirten
Prof. Dr. Akdemir, şöyle konuştu:

“Bozukluk kadınlarda daha fazla görülüyor.
Örneğin, futbol maçının olduğu gün,
konversiyon bozukluğu teşhisi ile
hastaneye birçok kadın kaldırılıyor.
Bunun en büyük nedeni,
erkeklerin maç izlediği sırada
eşine ilgi göstermemesi,
 onu dikkate almaması.
Rahatsızlık, ilgi bekleyen ve fark edilmek istenen
kadınlarda daha fazla görülüyor.”
Prof. Dr. Akdemir, konversiyon bozukluğunun
çok ciddi bir rahatsızlık olduğunu ve ciddi
terapi gerektirdiğini söyledi.

LİMONU BUZLUĞA KOYUN...

LİMONU BUZLUĞA KOYUN... |  görsel 1


Dondurulmuş limonun şaşırtıcı faydası

Bunların tamamı donmuş limondadır.

Restoranlardaki çoğu bilinçli tüketiciler limonun tamamını kullanır veya tüketirler, hiç bir kısmını ziyan etmezler.



Ziyan etmeden limonun tamamını nasıl kullanırsınız?

Basit... Limonu (yıkayıp) buz dolabınızın buzluk bölümüne koyuyorsunuz. Donduktan sonra mutfak rendesini alıp limonun tamamını rendeleyebilirsiniz. Soymanız falan gerekmiyor. Rendelenmişini yemeklerinizin üzerine serpebilir, sebze salatasına, dondurmaya, çorbaya, makarnaya, makarna sosuna, suşiye, balık porsiyonlarına katabilirsiniz.
Yemeklerin tamamı, daha önce hiç tatmadığınız mükemmel bir lezzet kazanacaktır.
Büyük olasılıkla, limon denince sadece limon suyu ve vitamin C aklınıza gelir. Sadece bu kadar olduğunu düşünürsünüz. Artık limonun gizemlerini öğrenince onu kupada içeceğiniz hazır çorbalarınıza bile katabileceksiniz.

Limonun tamamını kullanmanın, bir kısmını ziyan etmeyip yemeklerinize yeni bir lezzet katması dışında asıl avantajı nedir?

Rendelenmiş limonunuz, limonun sadece suyunda bulunandan 5 veya 10 kat daha fazla vitamin içerir. Ve evet, şimdiye kadar bunu kaybediyordunuz. Ama bundan sonra, tüm limonu dondurmak gibi basit bir işlem sonrasında, onu rendeleyip yemeklerinizin üzerine serperek tüm besleyici özelliklerini kullanıyor olacak, yani daha sağlıklı besleniyor olacaksınız. Ayrıca rendelenmiş limonun dinçleştirici ve vücuttaki toksinleri giderici etkisinden yararlanacaksınız.

İşte bunun için limonunuzu buzluğa koyun, donsun ve her gün yemeklerinizin üzerine rendeleyin. Böylece, yiyecek ve içeceklerinizi daha leziz hale getirip daha sağlıklı ve uzun yaşamın anahtarını kullanıyor olun! İşte limonun gizemi budur! Geç bile olsa başlayın, HİÇ olmamasından İYİDİR! Limonun sürpriz yararlarından faydalanın!

Limon (Citrus) kanser hücrelerini öldüren mucizevi bir üründür. Kemoterapiden çok daha tesirlidir. Bunu nereden mi biliyoruz? Çünkü kendilerine yüksek kârlar sağlayacağını bildikleri için limon özütünün sentetik versiyonlarını üretmeye uğraşan laboratuvarlar var.

İhtiyaç duyacağını düşündüğünüz dostlarınıza, limonun hastalık önleyici etkisi olduğunu duyurarak yardımcı olabilirsiniz. Tadı hoştur ve kemo-terapinin korkunç etkilerini göstermez. Kemo-terapi ilaçları üretiminden fayda sağlayan multi-milyoner büyük şirketlerin çıkarlarını riske atmamak adına bu gizemin özenle saklı tutulduğu sürece ne kadar insanın öleceği bilinmez.

Bilindiği üzere, iki çeşit limon ağacı vardır. Limon ve misket limonu. (konu olan limondur, diğeri değil). Limon meyvesini farklı şekillerde tüketebilirsiniz. Pulpa'sı yenebilir. Sıkılarak suyu çıkarılabilir. Limonlu içecekler yapılabilir, dondurma vs.. Limonun birçok vasfı sayılabilir ama en ilginci URLAR, YUMRULAR, KİSTLER, TÜMÖRLER üzerindeki etkisidir.

Bu bitkinin her tür kansere iyileştirici etkisi kanıtlanmıştır. Bazıları onun her tür kanserin tedavisinde faydalı olduğunu söyler. Ayrıca geniş spektrumlu anti-bakteriyel olarak iltihaplara / enfeksiyonlara ve mantara karşı kullanılır. Dahili parazit ve bağırsak kurtlarına karşı etkindir. Çok yüksek tansiyona karşı kan basıncını düzene sokar. Anti-depresandır. Strese ve asabi bozukluklara karşı iyi gelir.

Bu bilginin kaynağı ise çok etkileyicidir: Dünyanın en büyük ilaç üreticisi firmalarından biridir. Bu firmanın beyanına göre 1970'den beri 20'nin üzerinde yapılan laboratuvar testlerinde limon ekstrelerinin uygulanmasıyla; içlerinde kolon / kalın bağırsak, meme, prostat, akciğer ve pankreas da olmak üzere 12 kanser tipinde başarılı sonuçlar alınmıştır.

Limon ağacından elde edilen bileşiklerin, bütün dünyada kemo-terapide kullanılan Adiamycin ürününden 10 000 kat daha iyi olduğu saptanmış, kanser hücrelerinin gelişmesini yavaşlattığı gözlemlenmiştir. Daha da şaşırtıcı gözlem şudur ki: Limon özü kötü huylu kanser hücrelerini tahrip ederken sağlıklı hücrelere hiç zarar vermemektedir.

6 Mart 2014

Az yediğimiz en faydalı 11 gıda


Pancar:

Folik asit bakımından zengindir. Kırmızı rengini veren pigmentler kansere karşı savaşır.
Kırmızı pancar, Karaciğer’in muntazam çalışmasını sağlar.
İdrar söktürür.
Kansızlığı giderir.
Şeker hastalığı ve vereme karşı korur.
Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir.
Sinirleri yatıştırır.
Vücudu kuvvetlendirir.


Lahana:

Kanserle savaşan enzimleri harekete geçiren sulforaphane isimli kimyasalı içerir.
Vücut direncini arttırır.
Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Mikrop öldürücüdür.
Başta meme, rahim ve bağırsak kanseri olmak üzere, kansere karşı çok iyi bir koruyucudur.
Kansızlık çekenlere ve astımlılara faydalıdır.
Öksürüğü keser, balgamı azaltır.

Pazı:

Yapraklarında, gözleri yaşlanmanın etkilerinden koruyan karotenoid maddesi bulunur. Pazı yaprakları bedeni güçlendirici (tonik) etkiler taşımaktadır.
Pazı yaprakları, içerdiği demir ve folik asitle kansızlığı önler.
Ayrıca pazının yenilmesi gebe kadınların spina bifida (omurganın bir tarafının açık olması hastalığı) taşıyan çocuklar doğurma rizikosunu en aza indirir.
Pazının tohumları, geleneksel olarak halk hekimliğinde yarı lapası şeklinde ve kan kesici olarak kullanılagelmiştir.

Tarçın:

Kan şekeri ve kolesterolü kontrol etmeye yardımcı olur.
Kabız, gaz söktürücü ve antiseptik etkisi vardır.
Baharat ve koku verici olarak kullanılır.

Nar suyu:

Antioksidan bakımından zengindir.
Tansiyonu düşürür.
Bol bol nar suyu içeninkalbi sağlam olur.
Kanserden ve cinsel sorunlardan korunur

Kuru erik:

İçeriğinde yüksek miktarda Antioksidan içerir.
Kabızlığı önlüyor.
Hafızayı güçlendiriyor.

Kabak Çekirdeği:

Yüksek mineral oranı erken ölüm riskini azaltır.
Mineraller, esansiyel yağlar ve protein bakımından zengindir.
Solucan düşürme özellikleri vardır.
Çinko içeriği, kabak çekirdeğini genellikle erkek ve kadın verimliliği için özellikle önemli yapar.
İyi huylu prostatı büyümüş erkeklerin prostatının büyümesini durdurmak için kullanılır.
Mesane iltihabı veya idrar tutulması gibi ikinci derecede böbrek rahatsızlıklarında da kullanılır.

Sardalya:

Omega-3 bakımından çok zengin, civa içermez ve kalsiyum deposu.
Demir, magnezyum, fosfor, potasyum, çinko, bakır ve manganez bakımından çok zengin olup aynı zamanda tam bir B vitamini deposu.

Zerdeçal:

Vücutta iltihaplanmayı önler ve kansere karşı koruma sağlar.
Baharatların süperstarı olarak bilinen zerdeçal, iltihap sökücü ve kanserden korucu maddeler içeriyor.

Yaban Mersini:

Hafızayı kuvvetlendirir.
Varis Basur(hemoroid) Romatizmal ağrılar
Kan damarlarının tıkanması
Damar sertliği
Akciğer amfizemi
Zayıf kılcal damarların güçlendirilmesi
Artrit(eklem iltihaplanması) rahatsızlıklarının tedavisin de yardımcı faktördür.

Kabak:

Kalori değeri düşük, lifler bağışıklık sistemini güçlendiren A vitamini bakımından zengindir.
Uzun süre tok tutar.
İdrar söktürür ve idrar tutukluğunu giderir.
Böbrek ve mesane iltihaplarını temizler.
Prostattan doğan şikayetleri giderir.
Mide ve bağırsaklara yumuşaklık verir, kabızlığı giderir.
Basuru olanlar için faydalıdır.
Yüksek tansiyonu düşürür.
Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser

(alıntıdır)

27 Şubat 2014

ARILAR



Arılar, rüzgâr ve diğer hayvanlarla birlikte, tozlaşmayı sağlayan etkenlerin başında gelir. Arıların azaldığı bir ortamda, meyve-sebze verim ve ürün kalitesi ciddi miktarda düşer. Günümüzde arı nüfusu, böcek ilacı kullanımı, GDO'lar ve habitat kaybı nedeniyle tehdit altında. Sanayileşmiş batı ülkelerinde arı kolonileri 2006 yılından beri %50 oranında azaldı. 

Peki Ne Yapmalı?
-Arıların en sevdiği bitkileri bahçe ve balkonunuza ekelim
-Arıların beslendiği doğal ortamları, çayırları koruyalım
-Bahçemizde böcek ilacı kullanmaktan vazgeçelim

Arılar Hangi Bitkileri Sever?

Arıların en sevdiği bitkiler lavanta, kekik, adaçayı, biberiye, yonca, karahindiba, bakla, acı bakla, hodan, nane, kabak çeşitleri, ayçiçeği, ıhlamur, iğde, kestane, erguvan, yalancı akasya... Arıların dikkatini en çok mavi, mor, eflatun, beyaz ve sarı cezbediyor.

*Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği*

25 Şubat 2014

bugün...

İÇECEKLERİNİZDE LİMONLU BUZLAR KULANIN



İçeceklerinizde, suda bile limonlu buzlar kullanın.Limonlu buzların bazı faydaları şunlardır: Kalp çarpıntısını yok eder, tıkanmış kalp damarlarını açar. Kanı temizler. Günlük enerji ve direncinizin kazanmanızı sağlar. Böbreklerde meydana gelen tıkanıklıkları ve böbreklerde oluşan taşları kumları limon sayesinde giderebilirsiniz. İdrar yollarındaki iltihapları söker. Yüksek kolesterolü olan kişiler günde yarım limon yedikleri takdirde kolesterolleri düşer. Kansızlık problemin limonun faydalı olduğu görülmüştür. Limon karaciğerdeki bütün hastalıkları temizler. Diş ve dişeti hastalıklarına limon suyu bire biri gelir. Limon kabuklarının özellikle cilt kanserine karşı bir kalkan oluşturur.

19 Şubat 2014

CEVİZ AĞACI



"Ceviz ağacının dibinde ve gölgesinde oturulmaz, adamı erken öldürür" denir. Bu söz yüzünden de ceviz gölgesinde oturmak makbul değildir...
Peki bunun neden söylenildiğini hiç düşündünüz mü?
Ceviz ağacı sülfür gazı salgılar. Havadaki diğer gazlardan daha ağır olduğu için dibe çöker ve cevizin altında oturanı sersemletir. Halkta yanlış bir kanaat olarak yerleşmiş. Oysa, Sülfür gazının ozon tabakasını tamir etme özelliği var. Sırf bu sebepten dolayı dünyadaki ceviz ağacının sayısının artırılması gerekiyormuş.

15 Şubat 2014

LÖSEV COCUKLUK ÇAĞI KANSER GÜNÜ

Erken teşhis için, erken belirtileri fark etmek büyük önem taşımaktadır.

15 Şubat Uluslararası Çocukluk Çağı Kanser Günü dolayısıyla, çocukluk çağı kanserlerinin 

erken belirtileri hakkında daha fazla bilgi sahibi olalım.



29 Ocak 2014

SOĞAN SUYUNUN FAYDALARI...


İşte soğan suyunun faydaları:

* Kış aylarında bol bol tüketilmesi soğuk algınlığı, öksürük, bronşit, boğaz ağrısı gibi hastalıklara karşı korumakla beraber, bu hastalıkların iyileşmesine de yardımcı olur. Balgam söktürücü özelliğine de sahiptir. Bal ile karıştırılarak da içilebilir.

* Soğan suyunda bulunan bileşenlerin bronşital astım krizlerine de faydalı olduğu gözlemlenmiştir.

* Bağışıklık sistemi, sindirim sistemi ve kalbin güçlenmesine yardımcı olur.

* Kanser (kolon, böbrek, gırtlak, göğüs, prostat, yumurtalık kanserleri), kalp ve damar hastalıkları, kemik erimesi gibi hastalıklara karşı koruyucudur. Vücuttaki tümörlerin büyümesine de engel olur.

* Kan pıhtılaşmasını düzenler, kansızlığa karşı da etkilidir.

* Kan şekeri ve tansiyonun düşmesine yardımcı olur.

* Damar tıkanıklıkları ve dolaşım bozukluklarını giderir.

* Bağırsakları çalıştırır ve temizler. Vücutta toplanan ödemin atılmasını sağlar.

* İştah açıcı özelliğe sahiptir.

Soğan suyunun hazırlanışı:

* Soğan rendelenerek suyu süzülebilir.

* 100 gram soğan, 200 gram su ile 10 dakika kaynatılarak da soğan suyu elde edilebilir.